17 Mayıs 2007

Sad Eyed Lady of the Lowlands

Benim 'en sevdiğim şarkı' bundan bir zaman öncesine kadar olmamıştı. En sevdiklerim vardı, çok sevdiklerim de vardı ama aralarından seçip de bir tanesini, en tepeye koyamıyordum. Belki de her dönem bi tane en tepedeydi şimdi de bu tepede, olabilir. Emin değilim. Bilmiyorum. Biraz daha bekleyip göreceğim. Yalnız bu dönemler bende çok uzuyor gitgide. En sevdiğim, daha gençken bir hafta, ondan sonra bir ay falan diye giderken ahanda bu şarkı bir seneyi geçti. Ya yaşlanmanın belirtisi (yaşlıyım demiyorum, dikkat) ya da bu hakkikaten kalacak bende bu şekilde. (Belki de eskiden hızla geçtikleri için oturmadan kalkıyorlardı, of çok fazla teori oldu üstüste.)
Sizi youtube'den alıntılarım arasındaki (RAZ başlığı) ilk şarkıya davet ediyorum. Herkeste aynı etkiyi bırakmayacağından eminim, sevdiğiniz müzik; çevre, hatıralar, içtiğiniz şarap, ruhi durum ve rüya/hülyalarınızla yakından bağlantılıdır ne de olsa. Neyse ben yine de, dinlememiş olanları davet etmeyi ihmal etmeyeceğim. Belki seven bile çıkar. Belki halihazırda vardır bile, kimbilir.
Sevgili iki-üç günlük, bugün denizi anaokuluna götürdüm. Dikkat çekerim, kreş veya yuva değil, anaokulu. İki hafta sonra ikinci parti sancılarımı yazacağımdır. O güne kadar ikametgah, fotoğraf falan o işlerle uğraşacam.
Domates tohumlarım kafalarını uzattı. Fişneler eli kulağında, ayva çiçekleri açtı da döktü. Lavantalar da pötürdeyelim artık diye bekliyolar. Bütün iğne yapraklılar patlattı. Ya bu baharı çok seviyorum.
My warehouse eyes, my arabian drums.
Dırınım dırınım.

Hiç yorum yok: