26 Haziran 2007

Çok ayıp bi kere..

Daha geçen gün kullanmaya başlamışım gibi arabayı. Fakat saydım 7-8 sene falan olmuş. İlk arabam bir renault flash'tı. Evlendikten bir müddet sonra, yoort az ders vermemişti bana. Ama debriyajı çok yüksekteydi, jigle sorunsalı vardı. Bir türlü yokuşta kaldıramazdım. Az moralim bozulmazdı. Laylaylom diye evden çıkar Vıdıvıdıböhüü diye eve dönerdik. Halbuki karayollarının ehliyet kursunda kullandığım şahinle 30derecelik eğimde iki nokta arasına geri geri parkım bile çok başarılıydı. Moralim sen bozul da bozul. Araba aldık kullanamıyoruz yahu.
İkinci arabam sevgiyle yadettiğim ikinci ya da üçüncü el bir nissan ex-saloon'du. Flash'tan sonra cennet gibiydi. Ama bu sefer de trafik dertti bana. Oti kampüsünün içinde bile kullanamazdım. Birgün cesaretimi topladım, 'artık yapacağım' dedim. Ama yine de korkuyorum. O zamanlar birayla sıkıfıkı değiliz. Bir küçük şişenin yarısıyla çakırkeyif olduğum zamanlar. 'Bir iki yudum alıp da çıkayım kampüs içinde yoorda gidiyim' dedim. İki üç yudum aldım. Ne ayıp, asla tavsiye etmiyorum. Güzel güzel gittim, park ettim. Yoordun odasına girdim. Şaşırdı, çok sevindi. Tam o sıradaydı sanırım, bira kokusu aldı. 'Nebbbiiçiim insansın içki mi içtin?' diye haşım haşım haşladı beni. Hala anlatır, ben de artık ifşa edeyim ki kafaya itilip kakılacak bir konu olarak sabitlenmesin. Kirli çamaşırsa, koslaya yatırdım, ne var?
Üçüncü araba ise, 0 kilometre bir Poloydu. Hiçbir zaman bu hatamı affetmeyeceğim. Polo süper bi arabaydı ilk zamanda. Onunla işte gerçek araba kullanma macerama başlamış oldum. Hem de sıfır sıfır kokuyordu. Bir kitap kokusu, iki yeni araba kokusu. Bayılırım.
Tabi Polo bir hataydı. Hepsi olmayabilir ama bana gelen sorunluydu. Daha 2000 km'de falan motor fanı arızası yüzünden yolda kaldık. Sonra da, biraz daha ilerki zamanlarda motor komple değişti. Neymiş, karter kapağı kışın donmuş, triger kayışı kopmuş, sonra da motor ayvalanmış. Hayır yani, ölmüş. Motor değişti. Motor yaaa. 99 senesinin 8 milyarını düşünün. Garantiden ödensin diye amuda kalktım. Oldu, beğendiler kalkışımı amuda...Bilmeyen de bana çok bilmiş çok bilmiş: 'ohaaaa naaptın la triger kayışını nası kopardın, zaten kadından şoför olmaz' diyo. Yahu mümkün mü? Dişimle denesem kopmaz. (çok pis köpek dişi vardır da bende, ayıptır söylemesi.) Sonra bi de bu muhterem, motor soğukken frene kompresör gibi on kere basmazsan tutmaz. Basarsın tutmaz, gömçürürsün park halindeki arabalara.
Sonra canımın içi Honda Euro Civic'imi aldım, 3 kapılısından. Hala bayılarak biniyorum, geçen haftaki vukuatı ilk ve tekti. Son da olur bence. Öyle bir güvenim var.
Başlık konusu bu değil aslında.
Benim bu zavallı arabayla park yerindeki araçları haşat etmişliğim vardır. Ahaha, abartmayalım. Hayatımın üç tane kazası vardır. (Yine elime konuşuyorum, hadi hayırlısı..) Biri benim hatam değil fakat diğer ikisi tam öyle.. İlkinde kırmızı ışıkta arkadan çarpıldım. Zaten 0/8 . İkincisi 7 aylık hamileyken sabahın köründe yüzmeden gelmişim (yüzmeden değil, yüzmekten..) , o sırada yoort işe gidiyomuş, ona bi elimle selam verirken ikinci elim göbeeme takılınca yandaki derin derin park uykusunda vızzzlayan arabaya koymuştum (afedersiniz). Üçüncüsü ise, kendimi mars üzerinde yolculuk yapar zannetme esnasında park yerindeki yan araca geçirivermişim. Bir 'took' sesi gelmişti, meselenin şokuyla 'ahaaa, marsta hava var' demiş olabilirim.
Ama şudur işin aslı: Ben ilkinde de, ikincisinde de bekledim gelsin sahipleri diye.. Baktım gelmiyorlar ve benim gitmem lazım, hemen 'özür dilerim, ben eşşeğim, çarptım. Şu numaradan arayın' diye mesajlar bıraktım. İkisi de aradı, ikisini de yaptırdım. Ama ikisi de bir teşekkür etmediler. Hayır anlıyorum durup dururken angutun biri gelip arabana çarpıyo, canın yanar. Ama not bırakmayabilirdim. Kimse de tınmazdı. Bırakın teşekkürü, özellikle ilkinde hamile hamile az ağlatmadılar beni. Yaa, manyak mısınız. Bu halimle niye isteyerek çarpayım arabanıza. Kaza bu, kaza!.
Benim bir eniştem var, kendisine öyle çok bayılmam ama, hiç unutmadığım hoş bir davranışı olmuştur. 10 saat araba kullanıp sucuk terle yazlık eve girdiğimizin 10.dakikasında bir araba eniştemin arabasına çotanak diye geçirdi. Eniştem son derece sakin, çıktı dışarı. Kimbilir içinden ne küfürler ediyor ama diyecek birşey yok. Olmuşla ölmüş hesabı. Dışarda arabaya vuran adam basbas bağırıyor: '13 saat yoldan geldim, bi tek kaza yapmadım, geldim vurdum' diye bağırıyor ama öyle bir bağırtı ki sanırsınız eniştem gelmiş adamın arabasına çarpmış. Bizimki basbariton sesiyle: 'Hoşgeldiniz beyfendi, geçmiş olsun' diyor. Adam şaşkın öyle kalakalıyor. Güzel güzel ayrılıyorlar, adam yaptırıyor arabayı.
Ben de öyle olsun istiyorum.
Daha biraz önce sitenin içinde babama araba kullanma deneyimi yaşatırken gözümün önünde bi bayan park halindeki bir arabaya arkadan geçirdi. Pırlantalı güneş gözlüğünü şööle bi hokka burnunun üstüne indirdi. Ne görmeyi bekliyorduysa. Arabadan bile inmeye tenezzül etmeyerek devam etti. 'Ahaaa, yahuuu' nidaları eşliğinde havaya kalkmış olan şahsi elimi beş dakika sonra babam indirdi. 'Yorulmuşsundur, indir' diye. Peşinden yetip suratına çemkirmedim diye üzüldüm sonra. Bi de bir sokak yandaki evinin önünde bekleyen kocasından ve bakıcısından dayak yerdim üstüne, stresim geçerdi. Yalnız iki arabanın da plakasını aldım ve arayacağım, eğer çarpılan arabada hasar varsa şahsen şahit olacağım mahkemede. Bir tek mahkeme şahitliğim vardır bu yaşıma kadar. Onda da davayı kaybettik yalnız, biraz çekinmiyor değilim.
Çok hassasım, çok başıma geldi. Müsebbibi olduğum zamanlar çok özür diledim, hep yaptırdım. Düşünün, bu arabaya çarpma durumu. Bir de insana çarpıp kaçma gibi birşey var ki bu noktada boğazım düğümlenir.

Bu günün sabahı yine biri armada park yerinde benim arabamı çiziktirip park yerinden çıkıp gitmiş. Kapıda bi nokta güzelce göçmüş. Bi de uzuuuun bir çizgi. Cııııııırrrrrrt diye sürttüre sürttüre park yerinden çıkarmış arabasını hıyarın teki.. O sesi çıkarttığı müddetçe insandı, basıp gittikten sonra pis bişii oldu gözümde. Hıyarı da severim halbuki. Böyle bir küfür olamaz. Hıyar yerine lütfen, kızınca en çok kullandığınız küfürü koyunuz.

Ağlıycam ya.. Biriniz, en azından biriniz... İstemiyorum isminizi, istemiyorum paranızı. İnsan olun da en azından bir özür dileyin.

Çok severim ben cebe özür notu bırakan kapkaççıları.....

12 yorum:

miso dedi ki...

Ah be çobancım, geçmişler olsun. Ama öyle de güzel anlatmışsın ki benim de kazalarımı anlatasım geldi şimdi. (Birini dufresne hatırlar, bir mersedesti, sınıfa gelip ağlamıştım)

Bir de tabi araba seven, yeni araba kokusu seven, araba kullanmayı seven ve insan olan insan da pek bulunmaz öyle.

Seviyolum ben çobanı. hehe

marruu

weiss und schwarz dedi ki...

ya sinir oldum ben de kim isterki kaza yapmak ve istemeden de olsa yaptığı hatanın bedeli olarak cebinden bisürü para çıkarmak...ama olunca oluyo işte, bunun karşılığında verilmesi gereken reaksiyon birken işin içine insan girince türlüsü olabiliyormuş.Geçmiş olsun.dikkatli ol:)

kecilerin cobani dedi ki...

misocum,lufften anlat. hacet yazını hatirliyorum da, ben de donuma edeyazdim. hadi yaz. noolmulam..
(ben de, ben de.. hehe)
bana bi mail atarmisin coban_keci@yahoo.com.

w&s, 7-8 sene, iste oluyor bu seyler. bunlar minimal ama. trafik bu, dikkatli olsan da oluyoooo, olmasan da oluyooo. gecmis oluyo ama, haklisin. tesekkurler.
genel kural sudur: sana yamuk yapan anguttur. sen yaparsan kader kurbanisin...
gerci, hayatin her dalinda boyle degil mi..
kazasiz belasiz gunler hepimize..

Sndrfknella dedi ki...

Bu seri apartmanın içinde de böyle, çok üzülme. Apartmanda cebren ve hileyle yönetici olduğum sene Şeker Bayramı'nda her dairenin posta kutusuna bayram tebriği bırakmıştım. Ertesi gün 3 tanesi benim posta kutuma iade edilmişti!!! Yaaani :)))

Sevgiler :)

kecilerin cobani dedi ki...

öh diyecegim sndrfknella,
insan gibi insan olmayı biz mi abartıyoruz yoksa, fazla mı kaçıyor dersin :-)))

kecilerin cobani dedi ki...

ıı, biz, siz, onlar diye fazla klasifikasyon yapmışım.
yani, son komen komenim biraz garip olmuş ama şimdi yani bir tebriği veya bir merhabayı insan niye geri çevirir ben anlamam ki. hani hangi mantalite çerçevesinde. falan da filan daa...vıdı vıdııı...

Sndrfknella dedi ki...

Hani sınavlarda "Aklına ilk gelen doğru cevaptır," onun gibi, senin sonuncudan 8 dakika önce yaptığın yorum. Ne alakası mı var?? Bilmem füfü füüüü fü füüü (ıslık çalarak tavana bakıyorum bu sırada :p)

Anladın sen onu ;)

Elif Derviş dedi ki...

Ya ben ehliyet almayarak bu tür şeylerden doğrudan sıyırıyorum sanırsam :)) Bakalım, belki şu ücretsiz izin sırasıda alırım ama :P

jasmingreentea dedi ki...

çobanım..ahh ne kadar benziyoruz bu konuda. efenim sene bi kaç sene önce hatırlamıyorum ama gayrettepe'de 4 şöförün tek araba geçebilecek bir yerden "ben geçecemmm uleyyn" tavrıyla birbirini sıkıştırdığı bir noktada soldan sıkıştırılmak suretiyle park halindeki bir aracı çizmiş idim. ama hakikaten çizik yani. gömçük falan değil. herif de biçimsiz yere parketmiş. neyse. ben o bela yerden geçip aynı noktaya bir daire çizerekten geri dönüp (akiam trafiğinde) arabayı parkedip çevre apartmanların kapıcılarını bulmak suretiyle araç sahibisini tespit ettim. evlerine çıktım. aman efenim nasıl kırılıyorum "çok afedelsinis ben aracınız çzdim ancak buyrun kartım rica ediciim bana faturayı gönderiniz" şeklinde maruzatımı bildirdim. yemin ediyorum kapıcı ve araç sahibi bay ve bayan bana uzaylı gibi baktılar. bir müddet kamera şakası zannettiler bozuntuya vermediler. sonra onlardan hiç ses çıkmadı tahminim çizik serviste pasta cila ile halledildi. akşam evde koca kişisine anlatınca "ah canım çok safsın bi beş sene daha istanbul trafiğinde araba kullan anlayacaksın bunları" gibi bi tepki verdi.
sonuç olarak git şikayet et o hatunu yav! hatta birleşelim ve dernek kuralım bu amaç doğrultusunda!
(kendi bloguna yazma yazma git elalemin bloguna post kadar "komen" yaz. yuf olsun)

kecilerin cobani dedi ki...

pdelicim, sen de al, bak ne guzel konular cikiyo ortaya! Hani maksat yazı malzemesi ciksin..
cay, eline biraz tükmük alıp şööle biraz ovuşturmuş muydun arabayı, adamı aramadan önce. yahut kırmızı arabalara verilen çizik hasarları için kırmızı ruj önericiim.
elelem haaa. vayyy

uzay dedi ki...

geçmiş olsunnn..araba kokusunu hiç sevmem ben ya küçükken hep midem bulanırdı hatta o geldi şimdi aklıma :( ehliyetini alalı iki yıl olmus ve anca trafiğe kapalı yerlerde veya küçük köy yolarında araba kullanan biri olarakk önünde saygıyla eğiliyorumm ..bende böyle gaza gelmek istiyorum stop :)

kecilerin cobani dedi ki...

uzay, hosgeldin.
beni de otobus tutar biliyo musun? cok kucuklukten beri uzuun uzun yolculuklarda otobuste mahvolurdum. hala binince iyi hissetmem.
ama araba kokusu dedigim sıfır araba kokusu yani. bu tutuyor mu hakikaten seni?
bosver, ne olacak? ben ehliyetimi 19 yasimda aldim. kullanmaya basladigim zaman 26'ydım. eheöhöömm. olabilir böyle şeyler.
ama hemen daha uç örneği yazayim: babam 30'lu yaslarinda aldi ehliyetini ama su anda 65 yasinda ve simdi yeni yeni kullanmaya basladi. (ıı, gec diye buna diyoruz.)