22 Ekim 2007

Galiba fahri erkekim ben...

Gittik bir yapboz aldık. Bir de su böreği. Hiç yapacak halim yok. Oysa yalancı su böreği yapmayı geçen gün annemden öğrendim.
Etek giyip, saç yaptırıp, makyaj yapacak halim yok, analar partisine... Bir kot giydim, bir tşört. Saçlarımı rüzgara bıraktım.
SORU1: Hangi cinsiyet bu şekilde giyinip çıkar, hem de ilk defa, hemcinslerinin karşısına?

Tahmin ettiğim yere gittim. E yok bunların evleri orda. Hemen aradım.
Aloo demeye lüzum görmedi...:
'Aaaa, çoban, bulamadın mı yoksa?'
'Eehee, yani ben buldum tabii de, nasın gircem ben oraya'
'U dönüşü yapcan, tamam mı?'
'Iıı, aa, tamam tabii yaa'
SORU2: Hangi cinsiyet yolu bulamayınca gururuna yediremediği için kimseye sormaz?

Yarım saat sonra balkondan el salladılar bize. Çıkçıkbitmez merdivenlerden çıktık.
İyi, ev sahibesi benim gibi giyinmiş.
'Nerden kaldın yaa' ve 'evi bulamadın di mi' sorularını şöyle savuşturdum:
'Amaaan, çerkes tavuğu. Hmm. Başlamadık mı yemeğe?'
SORU3: Hankı cinsiyet önce midesini düşünür?

Ben yemem çok aslında ama nasıl açım nasıl açım... Yahu, bi türlü oturmuyolar. Daha gelcek iki aile varmış. Bir anne elimi sıktı, 'benim isimlerle aram yok, çok özür dilerim. Hiç hatırlayamam' falan diyo. 'Ben Fikriye' dedi. 'Merebaa, mereba, memnun oldum, benim de çok yoktur dert etmeyin' dedim. Elimi bırakmadı bir iki saniye kadar, gözlerimin dibine bakıyo. Önce sandım ki şefkat istiyor, kendime çekip yanacıklarından öptüm. Pozisyonun bozulmamasından anladım ki, ismimi unutmuş.. Tekrar sormadan öğrenmek için bu kadar lakırdı. 'Ben çoban' diyince rahatladı. Biraz kendisiyle muhabbet ettik ve benim şişman sandığım bu anne meğer ikinciye hamileymiş. Hmm iyi ki bişii demedim. Çünkü hatırlarım eskiden işyerimde tuvalette bi kızın göbeğine elimi koyup 'kaç aylık' diye sormuştum. Bittabii, gerisini anlatmak istemiyorum. Sonuçta çocuğu olmadı..
SORU4: Hamilelikle şişmanlığı karıştıran cinsiyet hankısıdır?

Konuşkan ve sevimli bi anne var. Ben de ilk onu tanımıştım zaten. Adı Latife. Latife sen ne zaman geldin, Latife sen nerde çalışıyon gibi sorular sormaya başladım. 'Çok soru sorulmasını sevmiyo galiba, yüzü buruşuyo' derken, toplantının son bir saatinde o annenin adının Latife değil Melahat olduğunu öğrendim.
Burda soru moru yok, herkeşin başına gelebilir.

Ay sonunda yemeee oturduk. Aldığım su böreğini yedim, çerkes tavuğu yedim. Üstünde fasülyeleri olan bi salata yedim. Bişi daha yedim. Ama içemedim kardişim. Carcarcarcar herkes birbiriyle muhabbet ediyor ama "kim saniyede daha fazla şey söyler ve dahi yüksek sesle" yarışına girmiş. Arkadaki pencereye dalıp dalıp gidiyorum. Tam karşımdaki anne işkilleniyo, devamlı poposunu kaldırıp sandalyede farklı yerlere koyuyor. Bir kere gözgöze geldik, bana gülümsedi. Ben anladım ki, ben pencereye baktıkça o kendisine baktığımı sanıyor ve ben şaşıyım diye bana üzülüyor için için. Kimbilir kaç kere güldü bana da ben farkına varmadım. Bu da ayıp hanesine ikinci çarpıyı gerektirir.

Bir ara irkildim, lafın sonunda çoban hitabı vardı. Eveet tabii dedim gülümseyerek. Yandaki kaçlısın diye tekrar etti soruyu. Ben oossdört yaşındayım deyince bir iki es'ten sonra 'aaa' nidaları çıktı. Olsun, ben alışkınım. Cep konyaaa mı getirsemdi? Çay alır mısın diyo Nazmiye evsahibi. Ben içmem diyorum.
'Ne içersin' diyince 'hiiç, su içiim bari' diyebiliyorum. Rakı var mı rakıııı?

Deniz gidip gidip geliyo garibim. Anlamalıydım.
Bir müddet onunla oynayıp rehabilite oluyorum.

Aaaay, hiçbişii yemediniz diyo Nazmiye. 'Ben yedim, onlar yemedi' diye diğerlerini gammazlıyorum işaret parmağımla.. Mutlu mutlu gülüyorum.
SORU5: Biliyosun soruyu.

Okul muhabbeti. Aaaayyyihhhggttt.. Hayatimin en kötü günü bu olsa gerek. Eski okulum hakkında konuşuyorlar. Atıp atıp tutuyorlar. Hiçbişii demem. Banne. Sen nereye vercen diyince bilmiyorum diyorum.
Bir yarım saat sonra herkes şeceresini dökmeye başlarken konu hangi okuldan mezunsuna varınca orda anlıyorlar ama hiçbiri dediklerimiz doğru muydu diye sormuyo. Alllahtan. Bu sırada sandalyede bağdaş kurmuşum. Hafif hafif göbeeeem kaşınıyo..

Bir anne kulaklarının kepçe olduğunu söylüyor. Hanife. Kimse farketmemiş ki kulaklarının kepçe olduğunu.. Hanife bize gelmeden önce kuvaföre gitmiş üstüne simli bişiiler giymiş, kolsuz. Bir gri pantelon, bol makyac. 'Nebliiim kimle karşılaşacağımı, böyle candan olduğunuzu ne biliiim' derken sol gözünün akıyla bana baktığını hissettim. Kırık saç uçlarımla spor çoraplarıma baktım. İki salise içinde damdaki kumrulara bakıp 'Hangisi kumru hangisi güvercin diye bi soru atsam ortaya aceba hangisi bilebilir?' diye düşünüyodum. Nazmiyeye tuvaleti sordum. Geri döndüğümde tuvalette aklıma gelen ''kepçe kulak için emirgandan koysan boğaza süzüle süzüle iner' derlermiş' lafını dedim. Hanife matrak bi kız yine de, çok güldü. Biraz pişman oldum, dalga geçmek için söylüyorum sanabilirlerdi, ben severim kepçekulak.
Bu nedenledir ki, kulağını yapıştıran model arkadaşı bahis konusu etmeden 'eee şimdi ne kadar var doğuma?' diye öteki arkadaşa bulaştım.
SORU6: Patavatsızlık teoride cinse özgü olmasa da, uygulamada erkekler üstündür. Not: ama bu bi soru diil ki!! (bkz.cesur civciv)

Bi çocuk su istedi benden. Götürünce diğer 7 çocuk daha istedi su. Hepsini götürünce Deniz bana 'Çoban, artık sen şimdii bizim hizmetçimizmişsiiiin' diye oyun yarattı.. Suları içerken tüm kızlar büyümüş de küçülmüş gibi nazik nazik pozlardaydılar. Ben komiklik olsun diye hüüüüüüüüpfffff diye içtim. Normalde öyle içmem.. Bi kızın gözünde korku, diğerinin kaşlarını çatık görünce Deniz'e baktım. Kikiridiyodu. Rahatladım. Yine de suyumu uslu uslu içmeye karar verdim.

Bir ara 2 m2lik balkonda üstüsteyken kendimi aşağı salıversem güle mi çakılırım ıhlamura mı hesapları yapıyodum.

Giderken biz de bekleriz demedim.

Kesin erkekim. Bildim.

PS. İsimler gerçek diil tabii. Bi deniz gerçek, bi çoban.
PS2. Tuvalete lavabo diyor herkes benim dışımda.. Çünkü, lavaboya çiş yapmak iğrenç bişi bence..
PS3. Yoort denize sordu dun, nerdeymis evleri diye. Deniz u dönüşü yaptık dedi. ))))

24 yorum:

ne yazdı ne yazamadı dedi ki...

boyle kasvetli günde de beni güdürebildin ya çoban, e tanrı da seni güldürsün.

Elif Derviş dedi ki...

of çok anırdım yine :)) gülerken yani!! Errrrrkekim benimmmmmm!!

Ya valla şaka bi yana takdir ettim sabrını ve de fedakarlığını ve de cefakarlığını.... ben bi kere kauyınvalidenin gününe gitmiştim çok ısrar etti ayıp olacak artık diye (onuncu kez falan çağırıyodu çünkü ve ben hiç gitmemiştim)...içlerinde en küçük bendim (24üm o zamanlar) küçük diyorum çünkü bazıları benden yanak falan almıştı hehe...çok sıkılıyorum ya ben böyl eortamlardaaa...kumruyla güvercin, çamur mu gül mü hehehe ay çok güldüm yine...ama var ya...çoook isterdim orada olup seni güldürüp bütün o cool'luğunun içine etmeyi nihohahahaha...rezil olurduk birlikte hihi

Elif Derviş dedi ki...

içine etmeyi diyince kaba kaçmış sanki, kötü niyet yok :)

Elif Derviş dedi ki...

tüh yaaaa ben de gelseymişim ne eğlenirmişiz, ama bi daha görüşecek halin kalmazmış yeni "arkadaşlarınla" hihihihihihi ay ben çok kötü bi günümdeyim galiba...suzan avcı gibi gülüyorum devamlı

evinkedisi dedi ki...

Çoban'ım;

Yine günümü şenlendirmesi açısından girdim ve elim boş çıkmadım. Kızım var ya bir gün hüzünlenip de bir şey yazarsan yemin ediyorum dumura uğrayacağız. Ellerine sağlık gözlem bakımından.

Ben bu tip hıyarlıkların toplamını ufaklığın Antalya'da üç yaş doğumgünü sırasında yaşamıştım. En son ellerinde kaşıklarla herbir çocuğun arkasından koşturan kadın silüetleri ve kızımın suratını asıp " Ama ben bunu hayal etmemiştim kiii!" sini ve merdiven trabzanından kayıp duvara doğru tırmanan iki erkek çocuğunu hatırlıyorum, gerisinde kendimi kaybetmişim.

Bilemem, Türkiye'deki çocuklarda ana ve babalardan kaynaklanan bir kaynak hatası (!) olduğunu düşünüyorum. Tabi, gözlemlerimde yanılıyor olabilirim.

Deniz'le benim kızımı tanıştırasım var ama arada klmtreler...

Günleri de tanımadığın insanla, ortak paydada buluşma noktası anlamında kanırtıcı buluyorum. Haklısın :)

kecilerin cobani dedi ki...

nynyzm, valla elektranin dedigi cok dogru cikti. balik hafizasinin etkileriyle yine komik kisimlari hatirlamaya basladim. sevindim cok sen de gulduysen.
deliiim, delim, delim. göbek zıplıyo mu hala? ehehe...cool mool diildim vallahi. kafasi karisik yaramaz oglan cocugu gibi bi imajim vardi. devamli bel alti vurdum. galiba klasik giden insanlarda biraz şok etkisi yapmayi, belki de lutfen beni begenmesinler diye dusunmeyi seviyorum. kotu bisi, cok iyi diil.
kediciim, cok haklisin. senin yavrunun lafina bayildim. nasil muhtesem. deniz de donerken evin kizi icin, 'x beni hayal kirikligina ugratti' gibi bir cumle kurdu bugun. ya yuf..bunlar duygularini bizim nesilden daha iyi ifade ediyorlar diye bir genellemeye vardim. (ornekleme sayisi: 2, isabet sayisi:2)

Ali Kayhan dedi ki...

Okuması çok eğlenceli bir yazı olmuş yahu bu! Bir de blog sakinleri olarak orada olup sizi izliyor olsaydık ne eğlenirdik kim bilir, bir dahakine gizli kamera kayıtlarını da istiyoruz. :)

kecilerin cobani dedi ki...

lkyhn, cok ozlettin kendini.

şule dedi ki...

cobancim cok guldum okurken. hani bilmesem boyle toplantilarin ne bayiltici oldugunu (bir ara "ozan buyuse de su toplantilara katilmaktan kurtulsam, onlar kendi kendilerine bulussalar" diye dua eder olmustum cunku), "her haftasonu birinde toplanin da biz gozlemleri okuyalim" diycem ama sana da yazik arkadasim ya...neyse ufak tefek siyriklarla da olsa (ben en cok kepce kulak yorumuna guldum sanirim) iyi atlatmissin :P

miso dedi ki...

Çobancım,
Çatladım gülmekten. Ve fekat okurken de sürekli isimlere takılıp kaldım; Dar'ülaceze'ye mi gitti acep bu şekerim, hiç mi modern bir isim yoktur yanee derken... Kurgu miso, kurgu, hiç bir şey anlamamışsın, behh.
Çocuk toplantılarından + (Annelerinden ve muhabbetlerinden)X2 nefret ediyorum. (Matematiğe sardım bu aralar, öğrenicem, valla bak)

marruu

kecilerin cobani dedi ki...

sule, ufak tefek mi bilmiyorum. sanki orda alien gibiydim. brrrr. )))) evet yazik bana. noolur.
misocum, bi kere de birlikte mi gitsek. veya sen ben deli ilgaz deniz toplak toplanti sayilir mi.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ben de "fahri erkek"im o vakit. :)

Benzer durumlarda, benzer şekilde yabancılaşmış olarak "bitse, gitsek bu çileee" şarkısını söyler oluyorum. Zaten pek ortama girmemeye çalışıyorum da, beceremezsem, mecbur kalırsam derin nefes alıp bir nev'i durgun insan oluveriyorum.:)

Ayrıca, "sen ben deli ilgaz deniz toplak" grubu toplantı sayılmaz, eğlencedir onun adı.:)
Deneyin, görün.
Sonra da bize anlatırsın.

kecilerin cobani dedi ki...

ekmekcikizciim, bu blog sakinlerinde var bi boole hafiften hafiften. acaba biz gun yapsak noolur peki?

Elif Derviş dedi ki...

lost günü yapalım hihi

Justin Biebery dedi ki...

Hiii, bir 'erkek Fatma' daha:)) Ben arada bir renksiz oje, ruj falan sürer oldum buralarda. Bi de neredeyse 10 yıldır kullandığım simli bi farım var, aşırıya kaçtığım zamanlarda onu sürüyom göz kapaklarıma:)))

Tuvaletin lavabo olması fikri iğrenç hakkaten. Burada da (ben kafede çalışıyorum ya) 'yıkanma odası nerede?, 'Banyo nerede' hatta 'dinlenme odası nerede' diye soruyor bazı müşteriler. İllet oluyorum. Anlamamış numarası yapıp 'hıı?' diye tekrarlattırıyorum da ondan sonra 'Tuvalet nerede?' diye soruyorlar.

kecilerin cobani dedi ki...

deli, aaa lost da lost aaa.
fatma, dogru, ozellikle restroom.. yok bi de klozetlerin ustunde yatiniz. haydaa

Elif Derviş dedi ki...

niye öyle diyosunuz, hani erkektiniz hıh...erkeklerin dinlenme yeri tuvalet bi kere... (sizde öyle diil mi yoksa?)..


lost da lost abicim evet sardıkça sarıyo ne bu ya ne çevirim kaldı ne bişi....üçüncü sezonu başlıcak mı yoksa bitti mi çoktan??

kecilerin cobani dedi ki...

ucuncu sezon bitti yavluu, subatta dorduncu sezon basliicak.

elektra dedi ki...

hehe, ben demiş idim senden bir yazı çıkar diye çobancım:) missss,misss:)))
bu arada, sorunuza yanıt:
erkekim, erkeksin, kadınlar:)
şulecim gibi, ben de kepçe kulak faslındaki seni düşündüm de:))) ayıp sana gafçı çoban
ayıp sana gafçı çoban...

evinkedisi dedi ki...

Hiii! Bak Fatma'da on yıldır kullandığım farım var diye yazmış. Ya, ben de diyordum ki acaba yalnızca benim mi makyaj malzemelerim bitmemek üzere programlanıyo? Kızım, anlaşılan odur ki madem herkes herkesden nefret ediyor, yapmayın böyle günler allah allahhhh! Ama işte annelik de bir yandan, sosyalleşmesi falan değil mi? Şöyle ki,aslında insanların konuşacak konu bulmaktaki zorlanması bu. Hepimiz birbirimizden o kadar farklı şeylere ilgi duyuyoruz ki. Bir de bu tip toplantılarda ulan neden bahsedecem ki? Okuduğun kitap desen okuyan kaç kişi çıkar? Film...Zor tutar. Dikiş nakış? E o konuda da bizlere laf düşmez. Ay bilemiyorum. Asosyal oluuunnnn diyorum dinletemiyorum.

Demiştim ya senin bloğu bulduğumda Deniz'le Chloe paralelliğinden bayağı bir etkilenmiştim. Ama kazık kadar, altı yaş artık, söyledikleri o kadar vayyy! dedirtmiyor. " Anne çilek gibi kokuyorsun!" demesi dışında :P

kecilerin cobani dedi ki...

elektracim. evet. biraz da senin gazin zaten farketmissindir. tesekkur ederim. sıkıcı olaylarin komik taraflarini gormek ve onlara yogunlasmak son gunlerde yaptigim en terapötik sey galiba.)))
evin kedisi, ne diyosun. benim makyaj esyalarini koydugum yerden (10 farkli yerden bahsediyoruz..) gecenlerde annemin benim icin 91 senesinde aldigi fon dö ten çıktı. ehehe, seneyi hatirliyorum cunku lise mezuniyetim. ))) yalniz degiliz. yetetin.
bence cilek gibi kokmak muhtesem bi iltifat.
kıymetini biliyo musun

evinkedisi dedi ki...

Benim de yazı yorumlarımın 20leri geçtiğini görmek için ne kadar nadasa bırakılmasını önerirsiniz örrtmenim? Çilek kokulu kedi :)

Valla ben kendimin öyle koktuğunu hiç bilmezdim, çocuğun değil mi, teke gibi koksan da O'na sümbül gibi gelir. Ay ne iğrencim di mi? Tabi canım teke gibi de kokuyorum, kokuyorsun manası çıkmasın şimdi bu yazımdan...( Düşünceli dalgın bakışlar, kafanın masaya düşmesi aşamasında geçen dakikaların tanımlanması için kullanılar üç nokta )

Benim çok uykum var hakikaten yav! Senin kepçe kulak yorumuna döndü iş ben gidim yatim :)

En çok köşenin delisi mi yazacak ben mi?! Bir de niye bana yazmıyo bu köşenin delisi ya, bir de pencereden bakan kedi fotosu, derhal değiştirilmesini talep ediyorum! Yarın da köşenin delisine gidip hönküreyim bakim ne gibi şeyler değişecek?

kecilerin cobani dedi ki...

evinkedisiciim, teke gibi kokan bi arkadasim vardi. ben nedense kibrit kokusuna benzetirdim. degisik gelirdi. midesiz coban. )))
cevap veriyorum: en cok ben yazcam. eee..

Elif Derviş dedi ki...

ya evin kedisi valla da billa da okuyorum ama hiçbi şeye tıklayamıyoruuuuuuum :(