15 Ekim 2007

Şeker bayramını atlatırken

Şu şeker bayramını çok seviyorum ama beni müşkül duruma düşürüp duruyor.
Likörde tek seçeneğim var, kremali turk kahveli likör. Baileys gibi. Fakat bir pigme likör bardağı kadar. Gerisine zorlanırsam doğrudan 'madem içiciiz sek şarap yok mu şarap, bira da olur' diyesim geliyor. Portakal, ahududu yok limon nane, altın likörü falan böğürtü şeklinde geri tepiyor.
Şeker bayramında kuru incir, kayısı, üzüm taraftarıyım en kötü. Arada tatlıdan bayıntı gelmesin diye de ceviz, badem, fındık. Şimdi böyle bi ikramda bulunursam sağlık kaçığı olarak mimleneceğimden evime hep çikolata, şeker alırım. Halbuki ben severim de zararlı şeyleri.
Bu sene mabel'in badem üstü acayip güzel renklere bulanmış drajelerini gördüm. Görüntüsü bir güzel bir güzel.
Ben zordayım. Tatlının t'sinden hoşlanmıyorum. Burda da en az on kere yazmışımdır, kendimi kelaynak gibi hissettiriyor çünkü. Elimde değil. Eskiden de düşkün değildim ama şimdi hiç katlanamıyorum. Midemi allak bullak ediyor. Sabahtan akşama keçi gibi tuz yaliicam ben, o türden. Belki bu blogdan sonra bu patolojik durumum artmıştır.
Bu durumda şeker bayramı nasıl atlatılır?
Tatlı reddeden insan ya seeemiyom diye yalan söylüyordur ya da rejim yapıyordur başka yolu yoktur görüşü genellikle hakim çünkü.
Evime misafir gelenlerde yırtabiliyorum. Misafir gitmem durumunda kaçış yollarım var. Bu yollardan biri kesinlikle tuvalete kaçmak falan diil. Tuvalet sonrası yakalanırsınız. Hiç çıkmazsanız kapı altından bile atılabilir. Çöpe atmak tehlikelidir, çöp araştırılıp ortaya çıkabilir namussuzluğunuz.. Ağzınıza atıp bir müddet çaktırmayıp sonra uygun bir köşe bulup peçeteye çıkarmak bir yöntemdir. Bunu da çantaya atmak tehlikelidir. Sonra cep telefonundan kulağınıza portakal tadı akması olasıdır. Ne yazık ki ilaçlardan yırtmak için bulunan dilaltı yolu işlemez. şeker erir de erir. E şeker bayramında misafirlikte 'ay içim ezildi biraz peynir var mı peenir' deee denmeyeceği malumdur.

Şeker çikolata ikramlarını reddetmeye kalkarsan 'aaa rejim yapiyosun di mi?' yle başlayan işkence sizi bulur. 'Yok aslinda pek yapmiyorum' dersin ama bu nedense evet yapıyorum'la eşdeğerdir. Hemen etraftan toplanılan diyet yapan şahıslarla ilgili anılar anlatılır, 'ne gerek var diyet yapmasana' diye itinalı bir gemici düğümüyle olay soğumaya bırakılır. Sadece bir müddet sonra yine bir kilo mevzuna dönüldüğünde 'aa bak çoban da yapıyomuş, ne gerek var' diye bir taşım kaynatılmaya devam edilir.
'Ama, ama, ben, benn...' diyemezsin bile.
Aslında ben artık alıştım. Öyle de desen böyle de desen gideceği yer aynı olduğu için 'rejim yapıyorum ben almiim şeker' demek en sağlam yoldur. Biraz ısrar edince karşı taraf 'aaa aşkolsun ama bak ne güzel vermişim, lütfen çomak sokma' anafikri etrafında dönen cümlelerle insaflının elinden kurtulmak mümkündür.
E ben bir miktar yedim.
Eve gelince çıkardım salatalıklarımı ve tuzumu..
Kör olacam bu gidişle...

4 yorum:

jasmingreentea dedi ki...

direk olarak surata bakıp "yok ben şeker yemem" diyosun ve uzatmadan kaldığın yerden devam ediyosun. itaatkar yetiştirilen insanlar "peki madem" diyip yan tarafa geçiyor bu hamle üzerine. ısrar ederlerse artık acımazsın "ben diyabetim şeker yemiyorum" dersin. fakat bu başını daha da büyük derde sokar. zira sonu gelmez bir "aaa gerçekten mii kaç yıldır var" (napıcan?), "ailede mi vardı ki neden oldu" (herkesler bi genetik bilimci bi genetik bilimci ki sorma), ilaç mı alıyosun (ya hakikaten napıcan ya?), peki şimdi senin şekerin yüksek mi düşük mü? (aslında normal-olsun diye çabalıyoruz), benim bi dayıoğlu var onda da var ama o bilmem ne yapıyo (hııı çok ilginç gerçekten), ama bunda çok az şeker var (doğrudur), hiç mi yemiyosun (tik başlıycak şimdi bende) peki neden olmuş (öff hayat bi sınav olsa gerek) silsilesi başlar. şeker bayramı çok şeker hakikaten.

Elif Derviş dedi ki...

biiiiiiiir:
senin rejim yaptığına kimse inanmaz dal ve de fit insan (hayır, hiç de gıcık olmuyorum işte ...hıh)

ikiiiii:
öyle çok çeşit çikoçiko anlatmışsın ki akşam akşam krize girdim, eksik olma...

ve üüüüüüüüüüç:
dini bayramda içki içmeye utanmiyong mu sennnnn...cıkcıkcık...

pişt pişt...bana yollasana toplayıp da yemediklerini...ağzına sakladıkların hariç :)

miso dedi ki...

Yalanççııı çobaaan, seni gidi yalançııı... Kardeşim tatlı sevilmez mi? Bizim eve aldığımız her tür tatlının jelatinini evin beyinin ağzından çekip alıyorum. "Hayatım bu kısmı yenmiyor, peklik yapar vesselammm". O değil, oğlan da arsız.

marruu

kecilerin cobani dedi ki...

cay, seninki daha da berbat cunku desilmeye daha musait bir konu. sen de rejim yapiyorum de bence )))
aaaa niye biz egilip bukuluyoruz onu anlamiyorum ki. cık dedigin anda olay bitmis olmalı olsa. benim annem oyledir mesela, ikram eder asla ısrar etmez. ama bazıları da ısrar bekledigi icin annem bazen kotu evsahibi olur. ben de ondan boyle gordum. teklif var ısrar yok. bitti. sana ne gerisi.. aaa.

delicim. biiir ne tığ ne fit. normal kilo, hatta iki uc kilo fazla. fit kesin diil. uzun zamandır spor yok. ikii, bizim evdeki tum sekerlemeleri sana getirebilirim ama bunu yapmak istemem. uuuc hic utanmiyorum ramazanda da icerim.

misooooo. durum boyleyse jelatinin peklik yapması konusunda bir tecrubeniz var diye dusunuyorum. yoort duskun degil ama buldu mu yiyor. deniz biraz daha secici, cikolata sevmiyor, daha cok bi tane eksi portakalli yumusak kekli bisii var, ona bayiliyo. onune meyve dayiyorum, onu da yiyo. seker sevmeyen cocuk olur mu. deniz seker seviyo ama galiba sekerlerin jelatinlerini saklayip onlarla oyun kurmayı daha cok.